Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğim köyümde...1960 yılların başında,Köy Entitüsü mezunu bir öğretmenimiz gelmişti.23.Nisan için,bir yığın uğraşa girişirdi.Tiyatro oyunundan,seyirlik oyunlara ve ödüllü bir yığın oyun.Nedeni Atatürk,23.Nisanı çocuklara armağan etmiş ve yeryüzünde,çocuklara armağan edilmiş tek bayram.O günleri gözden geçirdiğimde,geriye hüzünlü bir anı kalıyor.Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet üzerine yapılmış birden çok ihtilal ve bu ihtilalde,Atatürkçü gençlerin çektiği çileler.

 

Amerikan Parlamentosu,bu sene Atatürk ve ilkelerinden övgü ile söz etmiş.Pekiyi bu ülkeyi bu hale kim getirdi?Sırf ortadoğudaki petrol çkarları için,ülkemiz üzerinde,karşi devrimcileri kullanarak,Atatürk ilkelerine verilen zararın boyutu oldukça büyük,ama bir virüs ki adı henüz konmamış,koronaviris,covit.19 densede gereçek ismi bu değil.Çünkü bu virüs gözle görünmemekte,öreneğin geçmişte,vereme,kuduza,tifoya,vebaya,sıtmaya ve kolera gibi virüslere çare bulan insanoğlu bu virüsü çaresizlik içinde ve de korku içinde izlemekle yetiniyor.Korku diyorum.aratık yaşam alanlarımız dahi sınırlı ve hiç kimse yarın ne olacağını bilmiyor.

 

Kısaca Yüce Atatürk'ün değeri emperyalizm kuşatmalara karşın gün geçtikçe artmaktadır.Elbette Atatürk bu günleri görse şaşırırdı.Çünkü Atatürk'ün dosthane tavrını,düşmanca gördüler ve insanlara öyle empoze etmeye çalıştılar,ama ülkemiz çok şeyini kayıp etti...En kötüsü yaşanabilir doğasını...23.Nisan ve önemi çok şey,atatürk ilkeleri çok şey...belki yarın ne olacağnı bilemiyoruz.Bilim ifalas etmiş konumda,paranın gücü bilimide oldukça kirletti...Dünya Sağlık Örgütü ,yalan söylüyor.Halen bu virüsün hayvandan yeryüzüne yayıldığını...Laboratuarlarda üretilip servis edilmediğini,ama virüs her şeye rağmen yeryüzünü kuşatmış vaziyette,artaya atılan verilerde gerçeği yansıtmamaktadır.