Bu Yazı :15/09/2020 15:08 Tarihinde Eklendi 2483 Kez Okundu

YALNIZLAŞAN ZAMAN DEĞİL...

Sürekli yaşadığım köyümden,ara sıra uzaklaşırım.Bununda çoğunluğu,köyüme gelenlere rehberlik etmemden kaynaklanıyor. Konya'dan gelen bir üniversitenin öğretim görevlilerine rehberlik ederken,yolumuz Yörük Köyüne düştü. Sakakları dolaşırken,açık avlu kapısından çimleri sulayan uzun yıllar tanıdığım ve yalnız yaşayan adama seslendim.Kolay gelsin diye seslendim.Musluğu kapatıp,avlu kapısının ağzına gelip buyurmazmısınız dedi,hocalar garip bir insan sandılar ilk önce,saç sakal birbirine karışmış adamı görünce ve anlatmaya başladım.Abinin ismi Erhan Kutsal'dır.TRT İstanbul Radyosu,emekli bağlama sanatçısıdır dediğimde,hocalar sıcak bakmaya başladılar.Yer bir zamanların Yörük Köyünün en muhteş konaklarından olan 'Kaymakçıoğlu' konağıydı.Konak artık bakımsızlıktan oldukça yıpranmıştı.Belkide üzerinde kirimetler yıllardır aktarılmamıştı,ama burda tek başına bir insan yaşayordu. Erhan Kutsal,anlatmaya başladı.Ailem burdan 1946 yılında İstanbul'a göçtü ve o yıldır bu yıldır yaşadığım İstanbul'dan Safranbolu'ya döndüm.Yazları ise doğduğum bu evde Yörük Köyünde geçiriyorum. Evin bahçesinde rum ustalar tarafından taştan yapılmış pekmez oluğu var.Bahçede ki kamelyada sıra sıra asılmış bağlamalar ve her birinin bir hikayisi var.Erhan Kutsal anlatmaya devam ediyor.Şu bağlama,Nida Tüfekçi'ye ait,hemen yanında ki, ahmet Yamacı'ya ait.Bilindiği gibi Nida hoca,Yozgat,Akdağmadeni,Ahmet Yamacı Burdur'lu ve Türk Halk Müziğinin iki daeyeni ve halk müziğene çok şey katmış ustalar ve şimdi hayatta değiller. Erhan Kutsal,birde elimde Neşet Ertaş bağlamısı var o safranbolu'da evde,bize zorki birer içecek ikram etti,hocalar oturmadığı için ayakta geçti sohbetimiz.
 
Erhan Kutsal'ı İstanbul yıllarımdan tanırım.Sürekli Harbiye,Cemil Topuzlu'ya açık hava konserlerine giderdim.Genelde Anadolu'dan gelen yerel sanatçılar ve TRT İstanbul Radyosu sanatçıları konserler verirlerdi.Artık o kültürden geriye fazlada bir şey kalmadı.İnsanlar bozguna uğramışcasına bir yaşamın peşine düşmüşlür,kim kime dum dumayı yaşamaktayız.Dolasıyla biz yalnız zaman insanları ara sıra da olsa,birileri tarafından ihtiyaç duyulduğunda aranıyoruz.Altını çizerek söylüyorum,ihtiyaç duyulduğunda...Erhan Kutsal'da onlardan biri ve anladığım kadarı ile sadece imdadına Yörük Köyü muktarı koşuyor.
 
Geçenlerde biri sosyal medyada yazmış,film oyuncusu Süleyman Turan,Kadıköy'deki evinde yaşamını kayıp ettikten sonra,kapısında bireken gazeteleri gören bir komşusu polise ihbarda bulunmuş.Kaldı ki artık şehirlerde apartmanlarda yaşayanlar artık birbirlerini tanımıyor,ya da tanımızlıktan geliyor.Hayıflanmaya gerek yok ...Yalnızlaşan zaman değil aslında bizleriz.