Bu Yazı :17/09/2020 14:36 Tarihinde Eklendi 1983 Kez Okundu

OSTEOPOROZ

20 Ekim Dünya Osteoporoz günüydü. Osteoporoz kemik kütlesinde azalma ve kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığında ve kırık ihtimalinde artış ile kendini gösteren bir iskelet hastalığıdır. Osteoporozu anlatmak için sıklıkla kullandığımız "kemik erimesi" terimi aslında korkulduğunun aksine kemiklerin eriyip, akıp gitmesini değil, kemiklerin yoğunluğunun azalmasını ifade etmektedir. Osteoporoz aslında sinsi bir hastalıktır ve kırık oluşana kadar belirti vermeyebilir. Ancak en sık görülen yakınmalardan biri sırt ağrısıdır, bu osteoporozun sırt omurlarında yol açtığı küçük kırıklar yüzündendir. Bu kırıkların sayısının artışı ile de omurlarda çökme meydana gelir, hastanın sırtında kamburluk oluşur ve boy kısalır. Sırtta kamburluğun artması ile beraber göğüs ve karın boşluğunda daralma olur. Karın öne doğru çıkabilir ve hasta kilo aldığını zannedebilir. Ağır aktivitelerde nefes darlığı ortaya çıkabilir. Osteoporozda omurga kemiklerinin yanı sıra, kalça ve önkolda da kırık görülme olasılığı yüksektir. Akrabalarında osteoporoz olan, zayıf, açık renk tene sahip olan, hareketsiz yaşam süren ve erken menopoza giren kişilerde osteoporoz daha sıktır. Osteoporoz gelişmesi açısından diğer risk faktörleri; düşük kalsiyum alımı, sigara, aşırı alkol ve kafein tüketimi, kortizon ve tiroid hormonları gibi bazı ilaçların kullanılmasıdır. Osteoporoz tanısı için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gereklidir. Bunun için farklı yöntemler olmakla beraber günümüzde en sık güvenilen ve başvurulan ölçüm yöntemi kemik mineral yoğunluğu ölçüm testidir. Bu ölçüm ağrı verici ya da rahatsızlık uyandıran bir yöntem değildir ve hasta ciddi bir radyasyona maruz kalmaz. Bel omurları, kalça ve el bileğinden ölçüm yapılır. Osteoporoz özellikle erken dönemlerde hiçbir belirti vermeden de mevcut olabilir. Dolayısı ile osteoporoz gelişme riski yüksek olan kişilerin, menopoza girmiş kadınların ve 50 yaşının üzerindeki erkeklerin herhangi bir şikayeti olmasa da hekime mutlaka başvurmalarında fayda vardır. Çocukluktan başlamak üzere kalsiyumdan zengin bir diyet, yeterli vitamin tüketimi, günlük yaşamda omurganın korunması, düzenli egzersiz yapılması ve güneş banyosu önemli oranda korunma sağlar. Ayrıca sigara, alkol, kafein, şeker, tuz ve aşırı protein alımı azaltılmalı, ideal vücut ağırlığı korunmalı ve osteoporoza yol açan ilaçlardan uzak durulmalıdır. Herşeyin başı sağlık,kalın sağlıcakla..