Bu Yazı :17/09/2020 14:58 Tarihinde Eklendi 1906 Kez Okundu

RENK KÖRLÜĞÜ

Renk körlüğü değişik renkleri ve gölgeleri algılamaktaki bozukluğu tanımlamak için kullanılır. Kadınlardan fazla erkeklerde görülen, oldukça yaygın bir durumdur. Kadınlarda % 1 oranında rastlanılmasına rağmen bu oran erkeklerde yaklaşık % 10’dur. Bu hastalığın nedeni; gözün retina tabakasındaki bazı pigmentlerin eksikliği veya hiç olmamasıdır. Renk körlüğü aynı rengin tonlarını ayırmakta olan güçlük şeklinde hafif olabileceği gibi hiç bir rengi ayıramayacak kadar şiddetli olabilir. En çok görülen tipi, kırmızı ile yeşilin ayırt edilememesidir. Nadir görülen bazı vakalarda ise bütün renklerin ayırt edilememesi ve dünyanın siyah - beyaz görülmesi söz konusudur. Her 20 erkekten ve her 200 kadından birinde vardır. Çoğu renk körü olduğunu kendiliğinden fark etmez. Renk körlüğünün çoğu doğumda mevcuttur. Fakat bazı renk körlüğü bulunan kişilerde hastalık kalıtsal değildir. Doğum esnasında lens saydam iken yaşlandıkça koyulaşır. Kullanılan ilaçlar ve göz sinirindeki rahatsızlıklar renk körlüğüne neden olabilir. Renk körlüğünün yaygın türü olan kalıtsal renk körlüğünde yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı, aynı biçimde algılanır ve ayrı renkler ancak yoğunluklarıyla ayırt edilebilir. Renk körlüğünün ender görülen ve ciddi olan türünde ise görüş bozukluğu ilerleyicidir ve hasta her şeyi siyah - beyaz görür. Renk körlüğü günlük yaşamda önemli bir sorun oluşturmaz, ama hasta, renklerle ilgili belirli işlerde çalışamaz. Kırmızı - yeşil renkler bütün dünyanın kara ve deniz işaretlerinde yaygın olarak kullanıldığından, renk körleri sürücülük ve denizcilik yapamazlar. Bu renklerde önemli uyarılar yapıldığından, görülmemeleri yaşamsal tehlike oluşturabilir. Oldukça güçlük çeken çocuklar renk körlüğünü de içeren göz problemleri açısından kontrol edilmelidirler. Ailesinde renk körlüğü bulunan kişiler, yaptığı işte renk ayrımı zorunluluğu olanlar veya renkleri ayırmada problemi olanlar bu açıdan tetkik edilmelidir. Herşeyin başı sağlık, kalın sağlıcakla.