Geçmişi bu günle irdelersek,yaşam tam anlamıyla biraz daha hızlandırılmış gibi görünüyor.Küreselleşme başlangıçta bunun ip uçları veriyordu.Fakat az gelişmiş ülkeler,küreselleşmeden oldukça nasibini aldı ve de almaya devam ediyor.Bir defa az gelişmiş ülkeler,sürekli bir savaşın eşiğinde, az gelişmiş ülkelerin ekonomileri düzgün gitmiyor.Bunun yanında tüketim var hızıyla yoluna devam ediyor.

 

Yeryüzü 2020'ye bir pandemi ile uyandı. Aralık ayı gibi Avrupa'nın bazı ülkelerinde görünen pandemi, başta Çin olmak üzere ölüm vakaları görülünce, coronaviris bir diğer adı covit-19 adıyla anılmaya başlandı.Hiç şakası olmayan bu virüsü kimi bedenler yenerken,kimi bedenlerin son bulması,işin boyutunu da gözler önüne sermektedir.Şu anda yeryüzünde virüs yayılmaya devam ederken,ölümler hız kesmiyor.Elimin altında bazı dökümanlar var.Örneğin,1967 yılında dünya nüfusu,3.146.827.780 iken,bu gün 7 veya 8 milyar bir dünya nüfusundan söz ediliyor.53 yılın bilançosu,hızlı nüfus artışı...İkinci Dünya savaşı yıllarında ise bu sayı insanın var olduğundan o yana sadece 2,5 milyar.Savaşlar ve önüne geçilmeyen çeşitli hastalıklar,insan nüfusunu sürekli,bir seviyede tutmuş...Oysa bu günlere geldiğimizde,inanılmaz nüfus artışı ve hızlandırılmış bir yaşamla karşı karşıyayız.

 

Tüm bunlar olurken üzerinde yaşadığımız yeryüzü artan dünya nüfusunu besleyebilecek güçte mi? Artan nüfus sadece spekülatörlerin işine yaramaktadır.Tarlada bir lira veya onun altına olan ürünler bize gelene kadar 10 liraya kadar yükselebiliyor. Aslında ne üretici nede tüketici bundan memnun,ama kurallar böyle işliyor.Ne yazık ki Anadolu'da ekili alanlar hızla daralmakta veya üretimden vazgeçilmektedir. Doğal olarak üretim durdukça,ithal ürünler hızlanmış oluyor. Neredeyse saman gibi,hayvan yiyeceklerini dahi ithal eder konuma geldik.Yeryüzü hava yolları ve kara yolları ağı ile örülürken, hızlandırılmış yaşam insanlığı nereye taşıdığı dahi belli değil...Her insan 2x2=4 etmesini istiyor,ama ne yazık ki,2x2= 4 etmiyor insan yaşamında...